Sitemize destek vermek için aşağıdaki kodları sitenizin ana sayfasında uygun bir yere yapıştırabilirsiniz.

19 Ekim 2007 Cuma

Madra küresel felaketin kitabını yazdı

Gazeteci, yazar ve radyo programcısı Ömer Madra, ‘Küresel Isınma ve İklim Krizi’ adlı kitabında küresel felaketin bugünkü ve gelecekteki sonuçlarını yazdı.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

İSTANBUL - Yazar, gazeteci ve radyo programcısı Ömer Madra, ‘Küresel Isınma ve İklim Krizi’ adlı bir kitap çıkardı. Kitabını İTÜ’de gerçekleşen TTDM’nin küresel ısınma seminerinde tanıtan Madra, küresel ısınmanın dünyayı nasıl etkilediğini farklı örnekler vererek anlattı; “Eskimolar ilk defa buzdolabı ve klima satın aldılar. Bu bir fıkra değil, çok üzücü bir durum” dedi.


‘Küresel Isınma ve İklim Krizi’ adlı kitap Ömer Madra ile çevreci Dr. Ümit Şahin’in 26 saatlik söyleşilerinden oluşturulmuş. Şahin’in sorularına, Madra yanıt vermiş.

Kitap, küresel ısınmanın tespitlerini, kanıtlarını ekolojik perspektif bakışıyla izliyor ve iklim krizinin siyasal sorunlarını yanıtlıyor. Küresel ısınmanın sadece dünyada yaratacağı etkisine değil, siyasal ve psikolojik derinliği de anlatılıyor ve neden hâlâ önlem alınmadığına dair farklı tahminlerde bulunuluyor. Madra, “Akdeniz Bölgesi’nde, Türkiye’de, Ortadoğu’da ve bütün kıtalarda aynı anda bütün buzların erimesiyle, gezegenin tarihinde gördüğü en büyük felaketlerinden birine doğru çok büyük bir hızla sürüklendiğini görüyoruz. Bu süreç Endüstri Devrimi’ne kadar uzanmaktadır” diyor.

Madra küresel ısınmanın sonunda yaşanacakları çarpıcı örneklerle anlatıyor: “Grönland’da buzlar eridikten sonra, petrol ve doğalgaz çıkartabileceklerini umuyorlar, öte yandan ‘kutup hayvanları hayvanat bahçelerinde korunmak zorunda kalacaklar. Kuzey Kutubu’nda sıcaklık 22 dereceyi buldu, yağmur yağdı. Bu dünya tarihinde görülmemiş bir sıcaklık.”

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

KİTAPTAN ALINTILAR:
Yakın gelecek üzerine...
Derken dünyada petrol talebinin ve ona bağlı olarak bütün tüketim şehvetinin daha da büyük bir hızla yükselmeye devam edeceğini, uçak seferlerinin yakın gelecekte kat be kat artıp dünya semalarını karbonla kaplayacağını, Hindistan gibi ‘gelişmekte olan’ ülkelerin de yüz milyonları ucuz araba sahibi yapacağını öğrendik. Eh gene mood’umuz değişti, yeni bir mood’a girdik ve kitabın adını da değiştirtik: “Bütün eller havaya-küresel ısınma buraya!”

Endüstri devrimi üzerine...
Küresel ısınma çağdaş endüstri medeniyetinin bir sonucu aslında. Endüstri devrimine kadar geri götürebileceğimiz bir olay. Enerji, sanayi, ulaşım, tarım, ticaret ve ısınma için tüketilen yakıtların bir sonucu.

Türkiye’deki dağlar üzerine...
Ağrı, Cilo, Süphan ve Kaşgar dağlarının çok az bir kısmında kar kalmış. Erciyes ve Aladağ’larda tamamen yok olmuş. Bu haberde tek kelime küresel iklim değişikliğinden bahsedilmiyor, biliyor musunuz? Gazetelerde Türkiye’de buzulların eridiğine ilişkin koskoca bir haber yapılıyor ve hiçbir bağlantı kurulmuyor.

Küresel felakette ilk yok olacak ada Tuvalu üzerine...
Daha 1978’de sömürgecilikten kurtulmuş, ama dünyanın en kısa ömürlü demokrasilerinden biri olacağa benziyor Tuvalu. Lynas’a o şarkıları çeviren adam da aslında adanın ilk başbakanı Toaripi imiş. Hatta biliyor musun demiş, bilge Toaripi, ben Kyoto Konferansı’na da gittim. Bilimciler bu salımları anlattılar, ben de eğer dünyayı bu hale getiriyorsa, benim adamı da batırıyorsa, e durdursunlar o zaman dedim. Ama durdurmadılar. İnsanlarımız, gelenekleri, kültürleri, örf ve adetleriyle birlikte taşınsınlar o zaman demiş çözüm olarak da..... Ama ben bu adada kalıp Tuvalu’yla birlikte denizin dibine gitmeyi düşünüyorum, fikrim budur diyor ilk başbakan. Çok acıklı, değil mi?

Bush yönetiminin tavrı üzerine...
Amerikan bilim dernekleri, tehdit altındayken bile insanların fosil yakıtlar ve petrol kullanarak küresel ısınmayı yarattığını söylüyor. Bush yönetimiyse söylenenleri bilimsel değildir diye reddediyor ve önemli iklim kuruluşlarının başındaki insanları değiştiriyor.

ames Hansen gibi önemli bazı bilimciler çıkıp, Bush yönetimi baskı yapıyor, konuşma bunları halkla paylaşma diyor, bu kadarı ancak Nazi ve Stalin yönetimlerinde oluyordu, diyorlar

Nükleer silahlar üzerine...
Amerika’nın toplam 3 bin yerde nükleer silahı var. On binlerce nükleer başlık geliştiriliyor ve binden fazla deneme yapmış, bunun çevre üzerinde etkilerini incelemek lazım. Washington eyaletinde, Batı’da yani, Columbia nehrinin çevresinde uçsuz bucaksız kurak yerleri var, orada Manhattan projesi sırasında açılan ve Hanford Site denen muazzam bir bomba fabrikası var, İkinci Dünya Savaşı’nda açılmış. Nagasaki’ye atılan bomba da orada yapılmış. 1945 yılından 1995’e kadar plütonyum üretilmiş, 50 yıl boyunca milyarlarca galon radyoaktif suyu Columbia nehrine akıtmış, Allah bilir sonucunu.

ABD’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamaması üzerine...
Gazetelerde evlerin ısıtılmasından tutun da, yazlıklara ya da turistik seyahatlere gidilmesine kadar her şeyin küresel ısınmayı arttırdığına dair haberler verilse bile, bütün bunların arkasında yatan faaliyetleri ortaya çıkarmaya yönelik bir yayın yapılmıyor. Neden? Reklam gelirleri düşünüldüğü için. Dolayısıyla, medyanın da aynı derecede ağır bir sorumluluğu olduğu çıkıyor ortaya. Çünkü medya bütün bu gerçekleri sessizlik içinde geçiştirmeyi tercih ediyor. Büyük ölçüde Amerikan endüstrisini temsil eden bir kuruluş olan ABD Ulusal İmalatçılar Birliği, 2001’de George Bush’a bir mektup yazmış, “14 bin üye şirketimiz ve bunların 18 milyon çalışanı adına, yani Amerika’da imalat yapan işçiler adına, Kyoto Protokolü’ne karşı çıktığınız için size teşekkürlerimizi bildiririz, çünkü Kyoto’yu imzalamanız ABD ekonomisine ağır zarar verecekti” demişti.

Giderek artan sıcaklık üzerine...
Kuzey Buz Denizi’nde buzullar çözülünce 5 bin kilometrelik yeni bir ticaret yolu açılacak. Etrafından dolaşacağımıza ortasından geçeceğiz diye ve oradan bol bol petrol çıkaracağız... Yalnız 1980’deki makalede bile fosil yakıt kullanımının sıcaklıkları 21. yüzyılın sonlarına doğru 2,5 derece arttıcağını, bunun da dünyayı bu hesaba göre milyonlarca yıl öncekinden daha sıcak bir duruma sokacağını ve mesozoik çağ da denen dinozorlar çağından bile daha sıcak hale getireceğini söylemişler.